T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Usul Müdürlüğü
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/12573 15/12/2006*10364
Konu : Dava ve icra safhasındaki alacakların yanında ihtarname gibi istenen vadesi geçmiş alacakların şüpheli alacaklar gibi değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı hk.
………………………………..
İlgi : ……../2006 tarihli dilekçeniz.
İlgi dilekçenizde; şirketinizin ağırlıklı iştigal konusunun Devlet ve Üniversite Hastanelerine ve bunların döner sermaye işletmelerine ilaç satışı olduğu, açılmış olan ihalelere iştirak neticesinde veya diğer şekillerde aldığınız siparişlere ilişkin düzenlenen faturaların karşılığını alamamanızdan dolayı ödeme için ilgili kuruluşa ihtar çekildiği ya da icra takibi başlatıldığı her iki durumda da tarafınıza “Devlet malı haczedilemez” denildiği belirtilerek, Vergi Usul Kanununun 323’ncü maddesindeki açıklamalara göre, dava ve icra safhasındaki alacaklar yanında ihtarname ile istenen vadesi geçmiş alacakları şüpheli alacaklar gibi değerlendirip karşılık ayırmanızın mümkün olup olmadığı hususu sorulmaktadır.
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323. maddesinde, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1-Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2-Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.
Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr-zarar hesabına intikal ettirilir.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, bir alacağın şüpheli alacak olarak kabul edilip karşılık ayrılabilmesi için Vergi Usul Kanunu’nun 323’ncü maddesinde sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerekir.
Vergi Usul Kanunu’nun 323/2’nci maddesine göre karşılık ayrılabilmesi için, Kanun maddesinde belirtilen iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir. Diğer bir ifade ile, söz konusu alacağın hem yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olması hem de bu alacağın dava ve icra takibine değmeyecek ölçüde “küçük alacak” olması gerekir. Alacağın küçük alacak olmasından kasıt, dava veya icra için takipçilere verilecek dava veya icra masraflarının alacağın tutarından büyük olmasıdır. Ancak işletmenin alacakları tek tek küçük alacaklardan oluşuyorsa veya bu tür alacağın, toplam alacaklar içerisindeki payı yüksekse, bunların icra veya dava takibine değmeyeceğinden söz edilemez. Diğer bir ifadeyle, “küçüklük” itibariyle değerlemenin, hem tek tek alacaklar itibariyle hem de bu tür alacakların toplamı itibariyle yapılması gerekir.
Bu açıklamalara göre; dava ve icra safhasında bulunan alacaklarınız ile, yapılan protestoya veya yazı (ihtarname) ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen ilgili kurum tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaklarınız için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.